Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
- Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Tom bana bağırmak zorunda değildi.
- Tom didn't have to yell at me.
Bana bağırma tarzından bıktım usandım.
- I'm sick and tired of the way you yell at me.
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
- Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.
- When we reached the summit, we all yelled out into the void.
Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
- Tom was screaming and yelling.
Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
Dan çığlık atıp bağırıyordu.
- Dan was screaming and yelling.
He yelled directions to the party from the car.
The boy’s father yelled at him for lying to him about cleaning up the mess.''.
Hurry, he yelled silently to the pilot. Hurry!.