God provides the wind, but man must raise the sails.
- Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.
I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
- Ben rüzgarın yönünü değiştiremem, ama her zaman benim hedefe ulaşmak için benim yelkenleri ayarlayabilirim.
Let's go for a sail.
The ship will set sail for Hong Kong tomorrow at 3 p.m.
- Gemi yarın 15:00'te Hong Kong'a yelken açacak.
We sailed against the wind.
- Rüzgara karşı yelken açtık.