Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
- On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
My father usually comes home at seven.
- Babam genellikle eve yedide gelir.
he ate his vegetables - sebzelerini yedi.
We ate a hasty meal and left immediately.
- Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
The family ate dinner together.
- Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.
One hundred, two hundred, three hundred, four hundred, five hundred, six hundred, seven hundred, eight hundred, nine hundred, one thousand.
- Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.
Tomorrow is my birthday and I will be seventeen.
- Yarın doğum günüm ve on yedi olacağım.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.