Oh evet, ben tamamen katılıyorum.
- Oh yeah, I totally agree.
Evet, uzun bir zaman oldu.
- Yeah, it's been a long time.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Yıllardır bana yaptığın yardımı gerçekten takdir ediyorum.
- I really appreciate the help you've given me over the years.
Kaza gerçekten geçen yıl mı oldu?
- Did that accident really happen last year?
O, iki yıllığına yurt dışında eğitim görme ayrıcalığına sahipti.
- He had the privilege of studying abroad for two years.
2015 uluslararası toprak yılı ve ayrıca uluslararası ışık yılıydı.
- 2015 was the International Year of Soil and also the International Year of Light.