yazılı

listen to the pronunciation of yazılı
Türkisch - Englisch
written

He said the treaty must be approved as written. - O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

Written on the blackboard was my name. - Tahtada yazılı olan benim adımdı.

fated, decreed by fate, destined to happen
(something) which has writing on it
entered in, recorded in, written in
written examination/exam; written, inscribed; registered; nominal; destined, fated
written (as opposed to spoken)
inscribed
written examination
enrolled in, registered in; enlisted in
in writing

When you decide which plan you want, please notify us in writing. - Hangi planı istediğine karar verdiğin zaman , yazılı olarak bizi bilgilendir.

You really should get this agreement down in writing. - Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.

inscriptive
(Ticaret) documentary
registered
(Kanun) worded
(Kanun) codified
destined
nominal
documental
yazılı açıklama, bildiri
written statement, declaration
yazılı delil
written evidence
yazılı kural
written rules
yazılı akit
(Hukuk) written contract
yazılı belge
(Hukuk) written record
yazılı bildirim
(Hukuk) written declaration
yazılı emir
writ
yazılı eser
literature
yazılı hukuk
statute law
yazılı hukuk
(Hukuk) written law, statute law, state law
yazılı kanıt
written evidence
yazılı nota
(Hukuk) written note
yazılı olarak
in black and white
yazılı olmayan
parol
yazılı olmayan
nuncupative
yazılı olmayan vasiyetname
nuncupative will
yazılı soru önergesi
written question
yazılı sınav
written examination
ada yazılı (senet)
(Ticaret) registered
bono veya emre yazılı senet
(Ticaret) bond
emre yazılı
(Ticaret) payable to order
emre yazılı konşimento
(Ticaret) order bill of lading
emre yazılı senet
(Ticaret) payable to order
hamile yazılı
(Ticaret) bearer
ilan (yazılı)
notice
tarih yazılı
(Kanun) dated
alt yazılı
subtitles
açıkça yazılı
clearly written
nama yazılı
registered
emre yazılı
promissory
emre yazılı açık senet
(Ticaret) blank promisory note
emre yazılı bono
(Ticaret) bill to order
emre yazılı kıymetli evrak
(Kanun) order instrument
emre yazılı poliçe
(Ticaret) policy to order
emre yazılı senet
promissory note
emre yazılı tahvil
(Ticaret) order bill
emre yazılı tahvil
order paper
emre yazılı çek
(Ticaret) check to order
emre yazılı çek
(Ticaret) order check
hamile yazılı senetler
(Ticaret) bearer securities
hamile yazılı çek
(Ticaret) bearer check
isme yazılı
registered
isme yazılı çek
order check
küçük harfle yazılı
minuscule
mama yazılı çek
(Kanun) check to order
müdahale hakkında yazılı müzekkere
(Hukuk) interception warrant
teyit edici yazılı emir
(Askeri) confirmatory order
üzerinde yazılı değer
face value

I'm going to speak to you with utmost candor so I want you to take everything I'm about to say at face value. - Seninle son derece açık yüreklilikle konuşacağım bu yüzden söyleyeceğim her şeyi üzerinde yazılı değerden almanı istiyorum.

Türkisch - Türkisch
Yazılmış olan, muharrer
Alna yazılmış olduğuna inanılan, mukadder: "Herkes alnında ne yazılı ise onu görecek."- M. Ş. Esendal
Yazılı olarak yapılan sınav
Yazılmış olan, muharrer. Üzerinde yazı bulunan, yazısı olan
Üzerinde yazı bulunan, yazısı olan
Yazılı olarak yapılan (sınav)
Alna yazılmış olduğuna inanılan, mukadder
(Hukuk) TAHRİRİ
yazılı bildirim
Herhangi bir resmî işlemin, ilgili kişiye yazılı olarak bildirilmesi
yazılı emir
Kamu hizmeti ve görevlerinin yerine getirilmesi için üstün asta yazılı olarak verdiği veya daha önce sözlü olarak vermiş olduğu emrin yazıyla tekrarlanması
yazılı hani
Hanigillerden, uzunluğu 20-30 cm olan, Akdeniz'de yaşayan, eti yenen bir balık (Serranus scriba)
yazılı hukuk
Yasama organı tarafından kabul edilen ve yayınlanan hukuk
yazılı imtihan
Yazılı sınav
yazılı kağıdı
Yazılı sınavda kullanılan ve cevapların yazıldığı kâğıt
yazılı sınav
Öğrencilerin ve değişik kurumlara alınacak görevlilerin bilgi ve becerilerini yazılı olarak ölçmeyi amaçlayan sınav
yazılı yoklama
bakınız: yazılı sınav
ak yazılı
Bahtlı, şanslı
alt yazılı
Alt yazısı bulunan (film, görüntü)
yazılı
Favoriten