yayan

listen to the pronunciation of yayan
Türkisch - Englisch
horseless
uninformed, not very knowledgeable (in a particular subject)
prolative
afoot
walking, afoot; on foot
propagator
(going somewhere) on foot
emissive
on foot

Are you going on foot or by bus? - Yayan mı gideceksin yoksa otobüsle mi?

I went to school on foot in those days. - O günlerde okula yayan giderdim.

distributive
yay
spring
yayan gitmek
to go on foot
yayan gitmek
go on shank's pony
yayan yapıldak
bare-footed and traveling on foot
yay
bow

The Indians fought with bows and arrows. - Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar.

In Japan, bowing is common courtesy. - Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.

yay
longbow
yay
(Bilgisayar) stretch
yay
string

Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet. - Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.

A violin is a stringed instrument. - Keman, yaylı bir enstrümandır.

yay
(Bilgisayar) expand

The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand. - Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.

yay
release

Why was this news released? - Bu haber neden yayımlandı?

In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code. - Dan Brown 1998 yılında Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller Da Vinci Şifresini tamamlandı.

yay
{f} disseminated
yay
volute spring
yay
{f} spreading

Who is likely to be spreading that information? - O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?

Who could be spreading that news? - Bu haberi kim yayıyor olabilir?

yay
disseminate

That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted. - O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.

yay
spread

Heat was spread throughout the room by the electric stove. - Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.

The fire had spread to the next building before the firemen came. - İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.

Yay
Sagittarius
Yay
Archer
Yay
astrology Sagittarius, the Archer
fesat ve nefret yayan kimse
hatemonger
koku yayan baharat kutusu
pomander
savaşta kullanılan pis koku yayan kap
stinkpot
yay
arch
yay
coil
yay
arc

The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice. - Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.

yay
spring; string
yay
coil spring
yay
bow; arch; spring; arc
yay
emit

Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution. - Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.

The motor overheated and is now emitting smoke. - Motor hararet yaptı ve şimdi duman yayıyor.

ısı yayan
heat generated
ısı yayan
radiant
ışık yayan
photogenic
ışın yayan
radiant
Englisch - Englisch

Definition von yayan im Englisch Englisch wörterbuch

yay
An expression of happiness

Yay! I have finally finished my work!.

yay
so, this (accompanied by a hand gesture)
yay
a branch of the Tai languages
yay
Used as an exclamation of pleasure, approval, elation, or victory
yay
yes
Türkisch - Türkisch
Yürüyerek
Yaya yürüyen
Yürüyerek: "Ben oraya kadar yayan gidemem"Gurbetten memlekete yayan dönülmezdi."- Ö. Seyfettin
Bilgisiz
Yaya yürüyen: "Genç atlı ve yayan ihtiyar uzaktan uzağa seslendiler."- Y. K. Beyatlı
yayan yapıldak
Yayan ve yalın ayak
Yay
Zodyak üzerinde, Akrep ile Oğlak arasında bulunan burç
Yay
keman
Yay
(Osmanlı Dönemi) ŞESİB
Yay
(Osmanlı Dönemi) KAVS
Yay
(Osmanlı Dönemi) HINYE
Yay
zemberek
yay
Hallacın pamuk veya yünü atmak için tokmak yardımıyla kullandığı araç: "Karınları hallaç yayından kopup fırlamış gibi beyaz."- R. H. Karay
yay
Hallacın pamuk veya yünü atmak için tokmak yardımıyla kullandığı araç
yay
Kayseri ilinde, bir çok kuş türünü barındıran bir göl
yay
Bir eğriden alınan parça(geo.)
yay
Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk
yay
Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk. Çeşitli amaçlarla ve çeşitli biçimlerde yapılan esnek makine bölümleri
yay
Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan burcun adı
yay
Bir eğriden alınan parça
yay
Yaz mevsimi
yay
Çeşitli amaçlarla ve çeşitli biçimlerde yapılan esnek makine bölümleri
yay
Keman, viyolonsel gibi çalgılarda, titreşim yoluyla ses çıkarmaya yarayan parça
yay
Zenberek
Englisch - Türkisch

Definition von yayan im Englisch Türkisch wörterbuch

yay
bu kadar
yay
oleyy! yaşasın! sevinç belirtisi
yayan
Favoriten