Definition von yaya im Türkisch Englisch wörterbuch
- pedestrian
The pedestrians must cross only at the green light.
- Yayalar sadece yeşil ışıkta geçmelidirler.
Look out for pedestrians when you drive a car.
- Araba sürerken yayalara dikkat et.
- walker
Tom is a fast walker.
- Tom hızlı bir yayadır.
- walker on
- (a) pedestrian
- pedestrian, walker; on foot
- (going somewhere) on foot
- on foot
It takes you an hour to go to the station on foot.
- İstasyona yaya olarak gitmek bir saatini alır.
Do you go to school on foot?
- Okula yaya gider misin?
- afoot
- (someone) who goes on foot
- footpaths
- footer
- yaya geçidi
- pedestrian crossing
- yaya geçidi
- crosswalk
A stop sign instructs drivers to stop before a crosswalk at an intersection.
- Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinden önce sürücülerin durmasını bildirir.
A pedestrian needs to cross the street at a crosswalk.
- Bir yayanın, caddeyi yaya geçidinde geçmesi gerekir.
- yaya kaldırımı
- side walk
- yaya geçidi
- zebra crossing
- yaya geçidi
- safety zone
- yaya geçidi
- Crosswalk, pedestrian crossing, zebra crossing, safety zone, pedestrian zone, footway, pathway
- yaya giremez
- no access for pedestrians
- yaya giremez
- no pedestrians
- yaya giremez
- pedestrian access denied
- yaya kaldırımı
- Pavement, sidewalk
- yaya bekleme yeri
- safety zone
- yaya bölgesi
- pedestrian zone
- yaya bırakmak
- to leave (someone) in the lurch
- yaya dolaşan haydut
- footpad
- yaya fazı
- pedestrian phase
- yaya geçidi
- pedestrian zone
- yaya geçidi
- 1. pedestrian crossing, crosswalk. 2. footwalk (on a bridge)
- yaya geçidi
- pathway
- yaya geçidi
- footway
- yaya geçidi
- pedestrian crossing, crosswalk
- yaya geçidi lâmbası
- belisha beacon
- yaya gitmek
- hoof
- yaya gitmek
- foot it
- yaya gitmek
- tramp it
- yaya gitmek
- hoof it
- yaya gitmek
- tramp
- yaya kaldırımı sidewalk, Brit
- pavement
- yaya kalmak
- to be left in the lurch; to be left sitting high and dry
- yaya kalmak
- to be stranded
- yaya köprüsü
- footbridge
In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
- Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
- yaya köprüsü
- foot bridge
- yaya olarak
- on foot
They refused to go anywhere on foot.
- Onlar yaya olarak bir yere gitmeyi reddettiler.
How long does it take on foot?
- Yaya olarak ne kadar zaman alır?
- yaya yarışı
- footrace
- yaya yolcu
- wayfarer
- yaya yolculuk eden
- wayfaring
- yaya yolu
- pathway
- yaya geçidi
- {i} crossing
You need to look in all directions before crossing the street, even at a crosswalk when the light is green.
- Yeşil ışık yandığında, caddeden geçmeden önce yaya geçidindeyken bile tüm yönlere bakman gerekir.
Tom was struck by a car on the pedestrian crossing.
- Tom yaya geçidi üzerindeyken ona bir araba çarptı.
- yaya yolu
- walk way
- yaya geçidi
- panda crossing
- yaya yolu
- pedestrian way
- yayalar
- Pedestrians
- düğmeye basılıp geçilen yaya geçidi
- panda crossing
- park yaya yolu
- parkway
- yaya geçidi
- pedestrian walk
- ışıklı yaya geçidi
- pelican crossing