yayınlayan

listen to the pronunciation of yayınlayan
Türkisch - Englisch
emissive
(Bilgisayar) issuer
yayınla
publish

Several newspapers published the story. - Birkaç gazete haberi yayınladı.

Professor White published his first book last year. - Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.

yayınla
telecast
yayınla
{f} issue

The weather service has issued a severe weather warning. - Hava hizmeti şiddetli hava uyarısı yayınladı.

This magazine is issued every month. - Bu dergi, her ay yayınlanır.

yayınla
{f} broadcast

That program is now being broadcast. - O program şu anda yayınlanıyor.

That TV station broadcasts only movies. - O TV istasyonu sadece film yayınlamaktadır.