yayımlamak

listen to the pronunciation of yayımlamak
Türkisch - Englisch
publish

Dan was under pressure to publish his scientific articles. - Dan bilimsel makalelerini yayımlamak için baskı altındaydı.

put out
to broadcast (something) (by radio or television)
broadcast
carry
bring out
to publish, to get sth out; to broadcast, to beam
beam
put
issue
get something out
put forth
get out
to publish
yayınlamak
publish

Dan wanted to publish a book. - Dan bir kitap yayınlamak istedi.

I have to publish my book. - Kitabımı yayınlamak zorundayım.

yayınlamak
issue
yayınlamak
{f} emit
yayımla
(Bilgisayar) publish to
yayımlama
(Askeri) broadcast
yayımlama
emitting
yayımlama
(Askeri) dissemination
yayımlama
(Bilgisayar) broadcasting
yayınlamak
run off
yayınlamak
bring out
yayımlama
publication

Publication of this month's issue will probably be delayed one week. - Bu ayın meselesinin yayımlaması olasılıkla gelecek haftaya ertelenecek.

yayımlama
issue

Publication of this month's issue will probably be delayed one week. - Bu ayın meselesinin yayımlaması olasılıkla gelecek haftaya ertelenecek.

yayınlamak
release
yayınlamak
televise
yayınlamak
broadcast

That TV station broadcasts only movies. - O TV istasyonu sadece film yayınlamaktadır.

yayınlamak
transmit
yayımla
publishing
yayımla
publish

When will your book be published? - Kitabın ne zaman yayımlanacak?

In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript. - 1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.

yayınlamak
run

We want to run a few tests. - Birkaç test yayınlamak istiyoruz.

yayınlamak
give forth
yayınlamak
print
yayınlamak
produce
yayınlamak
put forth
yayınlamak
feature
yayınlamak
promulgate
yayınlamak
herald
yayınlamak
telecast
yeniden yayımlamak
to rebroadcast
Türkisch - Türkisch
Resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek
Dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak
Kitap, gazete, dergi gibi şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek
çıkarmak
neşretmek
yayımlama
Yayımlamak işi
yayımlamak
Favoriten