It looks as if Tom is trying to slow down the negotiations.
- Tom sanki müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
- Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
When approaching a bend in the road, slow down, and speed up after exiting it.
When you are driving, you should slow down on corners.
- Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
Shouldn't we slow down?
- Yavaşlamamız gerekmiyor mu?
After the first year, the patient's recovery slowed to a standstill.
- Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durma noktasında yavaşladı.
Tom slowed down and pulled over to the side of the road.
- Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.