yatarken

listen to the pronunciation of yatarken
Türkisch - Englisch
lying on

She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious. - O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.

The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead. - Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.

yat
yacht

I often go yachting on weekends. - Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.

Our yacht club has ten members. - Yat kulübümüzün on üyesi vardır.

yat
lie down

I'd like to lie down. - Ben yatmak istiyorum.

I'm going to go and lie down. - Gideceğim ve yatacağım.

yat
go to bed

I usually go to bed at nine. - Genellikle dokuzda yatarım.

I'm really tired; I think I'll go to bed. - Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.

yat
went to bed
yat
gone to bed
Englisch - Englisch

Definition von yatarken im Englisch Englisch wörterbuch

Yat
a person of the New Orleans, Louisiana area who speaks with a Yat accent
Yat
a unique collection of dialects of English spoken in New Orleans, Louisiana
yat
A vowel of the Cyrillic and Glagolitic alphabet (Cyrillic capital Ѣ, Cyrillic small ѣ, Glagolitic ⱑ), no longer in current use
yat
A Late Proto-Slavic (Common Slavic) sound usually transcribed as /ě/, subsequently lost in all Slavic dialect
yat
one
Türkisch - Türkisch

Definition von yatarken im Türkisch Türkisch wörterbuch

yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı. Özel gezinti gemisi: "Seni kendi yatımızda kaptan kıyafetle göremeyeceğim."- R. H. Karay
yat
Kalkan
yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı
yat
Özel gezinti gemisi