yatalaklık

listen to the pronunciation of yatalaklık
Türkisch - Englisch
confinement to bed
yatalak
{s} bedridden

Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts. - Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.

Tom was bedridden at that time. - Tom o zaman yatalaktı.

yatalak
{i} invalid

Her father became an invalid as a result of a heart attack. - Onun babası bir kalp krizinin bir sonucu olarak bir yatalak oldu.

yatalak
housebound
yatalak
bedfast
yatalak
bedded
yatalak
bedridden, confined to bed
yatalak
bedfast, bedridden
yatalak
confined to bed
yatalak
flat on one's back
Türkisch - Türkisch

Definition von yatalaklık im Türkisch Türkisch wörterbuch

YATALAK
İnme veya sakatlık gibi bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse): "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar."- Ö. Seyfettin
yatalak
İnme veya sakatlık gibi bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
yatalaklık
Favoriten