I've never been sedated before.
- Bana daha önce hiç yatıştırıcı verilmedi.
Why do you always try to appease women? Do you feel guilty?
- Neden her zaman kadınları yatıştırmaya çalışıyorsun? Suçlu mu hissediyorsun?
The apple appeased my hunger temporarily.
- Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.
The nurse soothed the crying child.
- Hemşire ağlayan çocuğu yatıştırdı.
This medicine will soothe your headache.
- Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.
I've never been sedated before.
- Bana daha önce hiç yatıştırıcı verilmedi.
In order to relax, I need to listen to soothing music.
- Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
Tensions are starting to simmer between Sami and Layla.
- Sami ve Leyla arasındaki gerginlik yatışmaya başlıyor.