yatış

listen to the pronunciation of yatış
Türkisch - Englisch
lying
lie
bank, banking
(Havacılık) bank
lay

Tensions are starting to simmer between Sami and Layla. - Sami ve Leyla arasındaki gerginlik yatışmaya başlıyor.

yatış açısı
angle of bank
yatış ekseni
roll axis
yatış göstergesi
banking indicator
yarım yatış
half-roll
yat
yacht

Tom can't afford to buy a yacht. - Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.

I often go yachting on weekends. - Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.

yat
lie down

Do you need to lie down? - Yatmamız gerekiyor mu?

You look pale. You had better lie down in bed at once. - Solgun görünüyorsun. Derhal yatağa uzansan iyi olur.

yat
go to bed

I usually go to bed at ten. - Genellikle saat onda yatarım.

When do you usually go to bed? - Genellikle ne zaman yatarsın?

yat
went to bed
yat
gone to bed
dikey yatış
(Askeri) vertical bank
hafif yatış
(Havacılık) gentle bank
Englisch - Englisch

Definition von yatış im Englisch Englisch wörterbuch

Yat
a person of the New Orleans, Louisiana area who speaks with a Yat accent
Yat
a unique collection of dialects of English spoken in New Orleans, Louisiana
yat
A vowel of the Cyrillic and Glagolitic alphabet (Cyrillic capital Ѣ, Cyrillic small ѣ, Glagolitic ⱑ), no longer in current use
yat
A Late Proto-Slavic (Common Slavic) sound usually transcribed as /ě/, subsequently lost in all Slavic dialect
yat
one
Türkisch - Türkisch
Yatma işi veya biçimi
Yatmak işi veya biçimi
yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı. Özel gezinti gemisi: "Seni kendi yatımızda kaptan kıyafetle göremeyeceğim."- R. H. Karay
yat
Kalkan
yat
Kalkan ve zırh gibi korunma aracı
yat
Özel gezinti gemisi
yatış
Favoriten