Hunting is forbidden now.
- Avcılık artık yasaklanmıştır.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
The export of weapons was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklanmıştı.
The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.
- Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.
Smoking is banned in restaurants in California.
- Kaiforniyadaki restoranlarda sigara içmek yasaklanmıştır.
Banned books are books to which free access is not permitted.
- Yasaklanmış kitaplar ücretsiz erişimine izin verilmeyen kitaplardır.
Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
- Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
The more things are forbidden, the more popular they become.
- Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
- Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
My parents forbade me to see Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'la tekrar görüşmemi yasakladı.
My father forbade me from having a pet cat.
- Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
There is a very strict rule forbidding smoking in bed.
- Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Smoking is prohibited on the train.
- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Every religion prohibits murder.
- Her din cinayeti yasaklar.
The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
- Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!
- Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile!
Book banning is an authoritarian act.
- Kitap yasaklama otoriter bir eylemdir.