Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!
- Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile!
They wanted to ban slavery everywhere in the United States.
- ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
Smoking is banned in the train.
- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
- Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
- Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
The child is opening the window even though his mother forbade him to.
- Annesi ona yasaklamasına rağmen çocuk pencereyi açıyor.
My father forbade me from having a pet cat.
- Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
There is a very strict rule forbidding smoking in bed.
- Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.
My parents prohibited me from seeing Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
Weapons export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
She is forbidden to go out.
- Onun dışarı çıkması yasaklandı.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Arms export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.
The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
- Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
The government is expelling illegal aliens as part of a crackdown.
- Hükümet yasadışı yabancıları yasaklamanın bir parçası olarak kovuyor.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
Hunting is banned in national parks.
- Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Book banning is an authoritarian act.
- Kitap yasaklama otoriter bir eylemdir.
The European Union is considering banning plastic bags.
- Avrupa birliği plastik torbaları yasaklamayı düşünüyor.
We should ban advertising aimed towards children.
- Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız.
The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
- Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.