yaralanmamış

listen to the pronunciation of yaralanmamış
Türkisch - Englisch
uninjured

Of one hundred warriors, ten came back uninjured; the rest died. - Yüz savaşçıdan on tanesi yaralanmamış olarak geri geldi; gerisi öldü.

Tom's dog was found uninjured. - Tom'un köpeği yaralanmamış bulundu .

unscathed
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

yarala
injure

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

No one else was injured. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Jimmy was hurt in a traffic accident. - Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.

Tom was hurt in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında yaralandı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

yarala
wounded

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

Six hundred thousand men were killed or wounded. - Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.

yaralanmamış
Favoriten