yaralanmış

listen to the pronunciation of yaralanmış
Türkisch - Englisch
wounded

The police found Tom fatally wounded in the head. - Polis Tom'u başından ölümcül bir biçimde yaralanmış buldu

Tom was badly wounded. - Tom kötü şekilde yaralanmıştı.

injured

The doctor saved the four people injured in the accident. - Doktor kazada yaralanmış dört kişiyi kurtardı.

He was seriously injured in a traffic accident. - Bir trafik kazasında ciddi biçimde yaralanmıştı.

wounding
stricken
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

yarala
injure

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

A number of tourists were injured in the accident. - Kazada çok sayıda turist yaralandı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Fortunately, no one was hurt. - Allahtan, kimse yaralanmadı.

Nobody else got hurt. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

Many Union soldiers were killed or wounded. - Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.

düşmanlıklar yüzünden yaralanmış
(Askeri) wounded due to hostilities
muharebede yaralanmış
(Askeri) wounded in action
yarala
wounded

Six hundred thousand men were killed or wounded. - Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

yaralanmış
Favoriten