yaprakları

listen to the pronunciation of yaprakları
Türkisch - Englisch
leaves
plural form of leaf
plural form of leave
pl
of Leaf
Configuration of balls at the end of a turn
Leaves is the plural form of leaf, and the third person singular form of leave. Plural of leaf. the plural of leaf
the pages of a book
plural of leave
plural of leaf
The bottom nodes of a tree They hold pointers to the actual data In a B-tree,leaves are linked sequentially
the part of trees that grows on the branches and act as the photosynthesis factory that turns sunlight into food for the tree
third-person singular of leave
Used in the context of general equities Remains to buy or sell of a previously entered order after a report of partial execution has been given If I had told the floor broker to buy 20M IBM @ $115, and he later bought 6M at this price, his report would be "You bought 6M IBM @ $115, leaves 14 "
Pages of a book
Horizontal axis of display containing the trailing digits
yaprak
leaf

Meg found a four leaf clover. - Meg dört yapraklı yonca buldu.

A dead leaf fell to the ground. - Kuru bir yaprak yere düştü.

yaprakları döken ilaç
defoliant
yaprakları döken zehir
defoliant
yaprakları dökmek
defoliate
yaprakları yakma
bonfire
yaprak
leaves

All the leaves on the tree turned yellow. - Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.

Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves. - Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.

yaprak
{i} sheet

She handed me a sheet of paper. - Bana bir kâğıt yaprak verdi.

Tom was as pale as a sheet. - Tom bir yaprak kadar solgundu.

yaprak
{i} blade
yaprak
(Gıda) leave

The leaves of the trees in the garden have turned completely red. - Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı.

Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves. - Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.

yaprak
plate
yaprak
foliar
yaprak
lamination
yaprak
laminae
yaprak
panel
yaprak
(Tıp) folium
yaprak
cutform
ağaç yaprakları
tree leaves
yaprak
leaves of
yaprak
foil
yaprak
in leaf
ağaç yaprakları
foliage
defne yaprakları ile süslü
laureate
defne yaprakları ile süslü
laureled
defne yaprakları ile süslü
laurelled [Brit.]
defne yaprakları ile süslü
laurelled
sapının iki yanında tüysü yaprakları olan
pinnate
yaprak
leaf; plate; sheet; foil
yaprak
layer, sheet (of dough or pastry): Bu baklavada altmış yaprak var. This baklava contains sixty layers of pastry
yaprak
folio
yaprak
grape leaf, vine leaf
yaprak
panel, section (of a rug, skirt, or sail)
yaprak
laminated
yaprak
page, leaf (of a book, newspaper, notebook, etc.)
yaprak
lamina
yaprak
geol. folium (in a metamorphic rock)
yaprak
folio , sheet , cut form , cut sheet
yaprak
frond
yaprak
foliage
yaprak
cut form
yaprak
leafage
yaprak
betel
çay yaprakları
tea leaves
Türkisch - Türkisch

Definition von yaprakları im Türkisch Türkisch wörterbuch

Yaprak
varak
Yaprak
(Osmanlı Dönemi) ÜMLUC
yaprak
Eni 50 cm, boyu 75 cm olan bayrak ölçüsü
yaprak
Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme gibi olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler
yaprak
Kat kat ayrılabilen şeylerde kat
yaprak
Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme gibi olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler: "Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar / Bülbülün konduğu dallar perişan."- Karacaoğlan. Özellikle asma yaprağı
yaprak
Kitap, defter gibi şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak
yaprak
Birkaç parça eklenerek yapılan şeylerde her parça
yaprak
Özellikle asma yaprağı
yaprak
Börek, baklava gibi şeylerde yufka
yaprak
Kitap, defter gibi şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak: "Takvimin kapak yaprağını ve günlük yapraklarını kolayca çevirdim."- R. H. Karay
yaprakları
Favoriten