She trembled like a leaf.
- Bir yaprak gibi titriyordu.
A dead leaf fell to the ground.
- Kuru bir yaprak yere düştü.
The leaves of the trees in the garden have turned completely red.
- Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı.
Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
- Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
He crushed the sheet of paper up into a ball.
- Bir yaprak kağıdı ezerek top yaptı.
Please give me a sheet of paper.
- Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.