When the last leaf falls, I must go, too.
- Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.
Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
- E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
The garden was covered with fallen leaves.
- Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
Tom was as pale as a sheet.
- Tom bir yaprak kadar solgundu.
She handed me a sheet of paper.
- Bana bir kâğıt yaprak verdi.
Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
- Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
The leaves of the trees in the garden have turned completely red.
- Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı.