Tom Jackson is the supervising producer.
- Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.
I'm a music producer.
- Ben bir müzik yapımcısıyım.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language.
- Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language.
- Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
The building is already under construction.
- Bina zaten yapım aşamasında.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
The new law was twelve months in the making.
- Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
The actor was accidentally shot dead during the making of the movie.
- Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.