yapılmaması

listen to the pronunciation of yapılmaması
Türkisch - Englisch
do not
don't (negative command prohibiting something - Do not touch that)
yapılmaması gereken şey
don't
yap
do
yap
did

The girl did nothing but cry. - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

yap
does

She doesn't know who built those houses. - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.

Why doesn't anybody translate my sentences? - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?

yap
{f} doing

You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job. - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

I'm doing this for you. - Bunu senin için yapıyorum.

yap
(Bilgisayar) do it

We'll do it when we have time. - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.

You must do it yourself. - Onu kendin yapmalısın.

yap
made of

In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk. - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.

Beer bottles are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

yap
{f} making

Tom worries about making mistakes at work. - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.

Making such a judgement may lead to wrong ideas. - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.

yap
{f} performing

They assisted him in performing the operation. - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.

Dr. Jackson is performing an autopsy. - Dr. Jackson otopsi yapıyor.

yap
hold in
yap
{f} done

He cannot have done such a thing. - Öyle bir şey yapmış olamaz.

It can be done in a day. - O, bir günde yapılabilir.

yap
made up

She has made up her mind to go to America to study. - O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.

Tom has made up his mind to go to Boston to study. - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.

yap
{f} make of

I'm not quite sure what to make of this. - Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.

What do you make of that? - Onunla ilgili ne yaparsın?

yap
held in

Rio's carnival is held in February. - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.

The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow. - Konferans öbür gün yapılacak.

yap
commit

They made John chairman of the committee. - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.

The enemy committed a horrible manslaughter in the city. - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.

yap
{f} made

Beer bottles are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

She made coffee for all of us. - O hepimiz için kahve yaptı.

yap
make&
yap
make

A good daughter will make a good wife. - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

yap
committed

He committed an illegal act. - O, yasa dışı bir eylem yaptı.

The enemy committed a horrible manslaughter in the city. - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.

Englisch - Englisch

Definition von yapılmaması im Englisch Englisch wörterbuch

Yap
An atoll in the Caroline Islands of western Micronesia
yap
To bark; to yelp
yap
informal terms for the mouth
yap
A badly behaved child, a brat
yap
A bark; a yelp
yap
To talk, especially excessively
yap
{f} yelp, bark; talk noisily or foolishly; chatter
yap
The mouth, which produces speech
yap
An informal talk
yap
{i} yelp, bark; chatter, foolish talk; uncouth person; mouth (Slang)
yap
The high-pitched bark of a small dog
yap
Of a small dog, to bark
yap
If a small dog yaps, it makes short loud sounds in an excited way. The little dog yapped frantically. An island group and state of the Federated States of Micronesia in the western Caroline Islands of the western Pacific Ocean. Discovered by the Spanish in 1791, it became part of a Japanese mandate after 1920 and fell to U.S. forces in 1945. the sound a small dog makes when it yaps
yap
bark in a high-pitched tone; "the puppies yelped"
Dänisch - Türkisch

Definition von yapılmaması im Dänisch Türkisch wörterbuch

Yap
saçmalama
yapılmaması
Favoriten