yapılmadan

listen to the pronunciation of yapılmadan
Türkisch - Englisch

Definition von yapılmadan im Türkisch Englisch wörterbuch

yap
do
yap
did

The girl did nothing but cry. - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

yap
does

Why doesn't anybody translate my sentences? - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?

She doesn't know who built those houses. - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.

yap
{f} doing

You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job. - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

I'm doing it for you. - Bunu senin için yapıyorum.

yap
(Bilgisayar) do it

Did you do it by yourself? - Onu kendin mi yaptın?

You must do it yourself. - Onu kendin yapmalısın.

yap
made of

I want a suit made of this material. - Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.

Beer bottles are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

yap
{f} making

Making such a judgement may lead to wrong ideas. - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.

Don't be afraid of making mistakes. - Hatalar yapmaktan korkmayın.

yap
{f} performing

Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver. - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.

They assisted him in performing the operation. - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.

yap
hold in
yap
{f} done

If it had not been for her help, you would never have done it. - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.

It can be done in a day. - O, bir günde yapılabilir.

yap
made up

Tom has made up his mind to go to Boston to study. - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.

A molecule is made up of atoms. - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.

yap
{f} make of

What did you make of that? - Onunla ilgili ne yaptın?

What do you make of that? - Onunla ilgili ne yaparsın?

yap
held in

Parliamentary elections will be held in Germany in 2017. - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.

The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow. - Konferans öbür gün yapılacak.

yap
commit

The enemy committed a horrible manslaughter in the city. - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.

They made John chairman of the committee. - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.

yap
{f} made

Beer bottles are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

Butter is made from milk. - Tereyağı sütten yapılır.

yap
make&
yap
make

A good daughter will make a good wife. - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

Don't be afraid to make mistakes when speaking English. - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.

yap
committed

The enemy committed a horrible manslaughter in the city. - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.

He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant. - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.

imaret/mescit yapılmadan dilenciler/körler dizildi/kapıyı aldı
(Konuşma Dili) Even though the thing is only in the planning stage, some people are already planning how they'll benefit from it
Englisch - Englisch

Definition von yapılmadan im Englisch Englisch wörterbuch

Yap
An atoll in the Caroline Islands of western Micronesia
yap
To bark; to yelp
yap
informal terms for the mouth
yap
A badly behaved child, a brat
yap
A bark; a yelp
yap
To talk, especially excessively
yap
{f} yelp, bark; talk noisily or foolishly; chatter
yap
The mouth, which produces speech
yap
An informal talk
yap
{i} yelp, bark; chatter, foolish talk; uncouth person; mouth (Slang)
yap
The high-pitched bark of a small dog
yap
Of a small dog, to bark
yap
If a small dog yaps, it makes short loud sounds in an excited way. The little dog yapped frantically. An island group and state of the Federated States of Micronesia in the western Caroline Islands of the western Pacific Ocean. Discovered by the Spanish in 1791, it became part of a Japanese mandate after 1920 and fell to U.S. forces in 1945. the sound a small dog makes when it yaps
yap
bark in a high-pitched tone; "the puppies yelped"
Dänisch - Türkisch

Definition von yapılmadan im Dänisch Türkisch wörterbuch

Yap
saçmalama
yapılmadan
Favoriten