I am happy to reply to your last letter.
- Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum.
I have to reply to this letter.
- Bu mektubu yanıtlamak zorundayım.
I'm sorry for the delay in responding.
- Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
He responded very quickly to my letter.
- Mektubumu çok hızlı yanıtladı.
I'm sorry for the delay in responding.
- Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
Tom hasn't been responding to my texts.
- Tom benim mesajlarımı yanıtlamıyor.
I answered neither of the letters.
- Ben mektupların hiçbirini yanıtlamadım.
Tom asked Mary a few questions that she couldn't answer, but she was able to answer most of his questions.
- Tom Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi.
I have to reply to this letter.
- Bu mektubu yanıtlamak zorundayım.
I do not want to reply to his letter.
- Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
I have to answer his letter.
- Onun mektubunu yanıtlamak zorundayım.
Do I have to answer all of the questions?
- Bütün soruları yanıtlamak zorunda mıyım?
I finally have time to reply to the mail that I have received these past three weeks.
- Sonunda bu son üç hafta boyunca almış olduğum postaları yanıtlamak için zamanım var.
I do not want to reply to his letter.
- Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
I plan to reply to his letter right away.
- Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
She didn't reply to my letter.
- Mektubuma yanıt vermedi.
That's very nice of you, Willie answered.
- Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
Do I have to answer in English?
- İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?
Tom tried to elicit a response from Mary.
- Tom Mary'den bir yanıt almaya çalıştı.
He nodded in response to my question.
- Sorumu yanıtlamak için başını salladı.
She didn't return my calls.
- O çağrılarımı yanıtlamadı.
Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.
- Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.