Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
I used to walk past Tom's house almost every day.
- Neredeyse her gün Tom'un evinin yanından geçerek yürürdüm.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zamanda, yanlış yerde.
The accident took place near his home.
- Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
We hurried in the direction of the fire.
- Yangın istikametinde koşturduk.
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
- Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
Tom looked sideways at Mary.
- Tom yanlamasına Mary'ye baktı.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Please put the table next to the wall.
- Lütfen masayı duvarın yanına koy.
Tom was leaning against the wall near the door.
- Tom kapının yanındaki duvara dayanıyordu.
He was burned to death in the fire.
- Yangında yanarak öldü.
Both buildings burned down.
- Her iki bina da yandı.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.