He teaches mathematics as well as English.
- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
- Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.
He can speak German, not to mention English and French.
- İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra, Almanca konuşabilir.
He speaks Spanish, not to mention English and German.
- İngilizce ve Almanca yanı sıra, İspanyolca konuşuyor.
Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
- Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
In addition to being a doctor, he is a writer.
- Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
In addition to English, he speaks German.
- İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.
Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.