Lead us from falsehood to truth.
- Bizi yalandan gerçeğe götür.
I lied. Please forgive.
- Yalan söyledim. Lütfen affet.
Because he lied, he was punished.
- O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
To tell a lie is wrong.
- Yalan söylemek yanlıştır.
I think it's wrong to tell a lie.
- Ben yalan söylemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Time reveals truth as well as falsehood.
- Zaman yalanın yanı sıra gerçeği de ortaya koyar.
Lead us from falsehood to truth.
- Bizi yalandan gerçeğe götür.
Even if it's not true, it's a brilliant fabrication.
- Bu doğru olmasa bile, parlak bir yalan.
The Bermuda Triangle is a sham.
- Bermuda Şeytan Üçgeni bir yalandır.
Shame on you for lying.
- Yalan söylediğin için yazıklar olsun.
She hastened to deny the story.
- O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
Whatever story I tell, Mother believes me.
- Ne yalan söylersem söyleyeyim, Annem bana inanır.
Mary is a quack doctor.
- Mary bir yalancı doktor.
Time reveals truth as well as falsehood.
- Zaman yalanın yanı sıra gerçeği de ortaya koyar.
The girls spread many false rumors and lies about Mary.
- Kızlar Mary hakkında birçok uydurma söylenti ve yalanlar yaydılar.