Life is like licking honey off a cactus.
- Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
Life is like licking honey off a cactus.
- Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
Life is like licking honey off a cactus.
- Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
Kissing a smoker is like licking an ashtray.
- Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.
He licked his fingers.
- O, parmaklarını yaladı.
You must absolutely not lick the floor.
- Kesinlikle zemini yalamamalısın.
Tom's dog likes to lick people's faces.
- Tom'un köpeği insanların yüzlerini yalamayı seviyor.
Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
Taro had to eat dirt and resigned.
- Taro tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı ve istifa etti.