Don't let him approach.
- Onun yaklaşmasına izin verme.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
- Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
The horse did not want to even approach the trailer.
- At, römorka bile yaklaşmak istemedi.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
In order to see that picture better, I want to get a little closer.
- O resmi daha iyi görmek için, biraz yaklaşmak istiyorum.
I want to get closer to you.
- Ben sana yaklaşmak istiyorum.
It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu.
The dictionary gathers nearly half a million words.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.
- Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.
The number pi is approximately equal to 3.14 or 22/7. Its symbol is π.
- Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü π'dir.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
He does not let the opponent come near him.
- O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
I don't want to go near her.
- Ona yaklaşmak istemiyorum.
I don't want to go near Tom.
- Tom'a yaklaşmak istemiyorum.
I want to get closer to you.
- Ben sana yaklaşmak istiyorum.