You had better put on a raincoat.
- Bir yağmurluk giysen iyi olur.
They don't have raincoats?
- Onların yağmurlukları yok mu?
Both Tom and Mary were wearing trench coats.
- Hem Tom hem de Mary yağmurluk giyiyorlardı.
Tom is wearing a trench coat.
- Tom bir yağmurluk giyiyor.
I was caught in the rain on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
- Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
- Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
The sidewalks were wet after the rain.
- Yağmurdan sonra kaldırımlar ıslaktı.
He was wet to the skin from the rain.
- Yağmurdan iliklerine kadar ıslandı.
The teacher was deluged with questions.
- Öğretmen soru yağmuruna tutuldu.
Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
- Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.