A government official's stately mansion was looted.
- Bir hükümet görevlisinin görkemli malikanesi yağmalanmış.
Let's go to loot the supermarket!
- Süpermarketi yağmalamaya gidelim!
We won't tolerate any looting.
- Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
The Huns pillaged the village and burned it to the ground.
- Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler.
The barbarians raped and pillaged our city.
- Barbarla saldırdı ve şehrimizi yağmaladı.