yırtılmak

listen to the pronunciation of yırtılmak
Türkisch - Englisch
{f} rend
tear

Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't. - Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.

(for someone) to learn the ins and outs of (something); to learn the tricks of the trade
(for a colt) to be broken in
rip
to be torn, to be rent, to rip; to become insolent/shameless
(for a part of one's body) to be torn, be lacerated
slit
slang to fork over, cough up (money)
to be torn, be rent, be ripped
to overcome one's shyness, rid oneself of one's shyness
rent
to be rent
torn
split
yırt
(Bilgisayar) tear off
yırt
rip up

I'm going to rip up this piece of paper. - Bu kağıt parçasını yırtacağım.

yırt
lacerate
yırt
{f} torn

I see a page has been torn out of this book. - Bu kitaptan yırtılmış bir sayfa görüyorum.

The cover of this book has been torn off. - Bu kitabın kapağı yırtılmış.

yırt
rend
yırt
{f} tore

He angrily tore up the letter from her. - Ondan gelen mektubu öfkeyle yırttı.

She tore the letter up after reading it. - O, mektubu okuduktan sonra yırttı.

yırt
{f} tear

I saw him tear up the letter. - Onun mektubu yırtıp attığını gördüm.

Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors? - Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?

yırt
{f} lacerated
yırtılma
tearing

Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't. - Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.

yırtılma
rupture
yırt
ripup
yırtılma
laceration
yırtılma
(Nükleer Bilimler) tear

Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't. - Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.

Türkisch - Türkisch
Yırtma işi yapılmak veya yırtma işine konu olmak: "Şapkası ezilmiş, ceketi yakasından ta omzuna kadar yırtılmış, yüzü gözü çizgiler, çürükler içinde."- Y. K. Karaosmanoğlu. Çekinmesi, sıkılması kalmamak
Çekinmesi, sıkılması kalmamak
Yırtmak işi yapılmak veya yırtmak işine konu olmak
PERDE YIRTILMAK
(Osmanlı Dönemi) Hayasızlık etmek, utanmazlık
Yırtılma
(Osmanlı Dönemi) İNHİRAK
Yırtılma
(Osmanlı Dönemi) İNFİSAM
yırtılma
Yırtılmak işi: "Ben evrakı yırtılmağa hazır bir deste hâline getirince güçlükle söylendi."- R. H. Karay
yırtılma
Yırtılmak işi