The thunderbolt split the oak.
- Yıldırım meşeyi ayırdı.
I ran like lightning.
- Ben yıldırım gibi koştum.
Lightning hit that tower.
- Yıldırım kuleye isabet etti.
What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
- Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
The lighting blinded me for a while.
- Yıldırım beni bir süre için kör etti.
What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
- Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
I saw a flash of lightning far in the distance.
- Uzakta bir yıldırım parlaması gördüm.