Some boys don't like to bathe regularly.
- Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.
I want to bathe in the sea.
- Denizde yıkanmak istiyorum.
The shirt is very dirty. Before you go to school, it has to be washed.
- Gömlek çok kirli. Sen okula gitmeden önce, o yıkanmak zorunda.
This shirt wants washing.
- Bu gömlek yıkanmak istiyor.
Some boys don't like to bathe regularly.
- Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.
I want to bathe in the sea.
- Denizde yıkanmak istiyorum.
She undressed to take a bath.
- O, yıkanmak için soyundu.
I'd like to wash up before we eat.
- Ben yemek yememizden önce yıkanmak isterim.
It always feels great to wash up.
- Yıkanmak her zaman harika hissettirir.
These cotton socks bear washing well.
- Bu pamuk çoraplar, yıkanmaya iyi dayanır.
These clothes are dirty and need washing.
- Bu elbiseler kirli ve yıkanmaya ihtiyacı var.
We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.
Would you like it washed?
- Onun yıkanmasını ister misin?
Washing the car took longer than we expected.
- Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
She washed her dirty hands before the meal.
- O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
- Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
One hand washes the other.
- Bir el diğerini yıkar.
We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.
I want to bathe in the sea.
- Denizde yıkanmak istiyorum.
Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts?
- Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?