yıka

listen to the pronunciation of yıka
Türkisch - Englisch
{f} washing

Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases. - Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

Washing the car took longer than we expected. - Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.

lave
{f} washed

She washed her dirty hands before the meal. - O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.

I was just wondering how much it would cost to have my car washed and waxed. - Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.

{f} wash

We'll go wash ourselves in the river tomorrow. - Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.

One hand washes the other. - Bir el diğerini yıkar.

yık
{f} ruin

The war brought ruin to the country. - Savaş ülkeye yıkım getirdi.

Idleness leads to ruin. - Tembellik yıkıma yol açar.

yık
subvert
yık
knock down

They're going to knock down that monument. - Onlar o anıtı yıkacaklar.

yık
{f} overthrown
yık
demolish

A few old buildings need to be demolished. - Birkaç eski binanın yıkılması gerekiyor.

It took three weeks to demolish the old house. - Eski evi yıkmak üç hafta sürdü.

yık
{f} ruining
yık
{f} ruined

Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot. - Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.

yık
overthrew
yık
{f} overthrow
yık
vandalize

Tom found his house vandalized. - Tom evini yakılmış yıkılmış buldu.

yık
{f} ruins
yık
unbuilt
yık
unbuild
yık
demolished

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

This building will be demolished next month. - Bu bina önümüzdeki ay yıkılacak.