This car is a pile of rubbish.
- Bu otomobil bir çöp yığını.
Tom threw his dirty socks on the pile of clothes in the corner of his room.
- Tom odasının köşesindeki elbise yığını üzerine kirli çoraplarını attı.
Get rid of that heap of old newspapers.
- O eski gazete yığınından kurtulun.
Tom's compost heap got so hot that it spontaneously combusted.
- Tom'un gübre yığını o kadar çok ısındı ki o kendiliğinden yaktı.
He must have stacked them up against the wall.
- Onları duvarın dibine yığmış olmalı.
Tom stacked the boxes up against the wall.
- Tom kutuları duvarın önüne yığdı.
yığılma = birikme.