yüzeyli

listen to the pronunciation of yüzeyli
Türkisch - Englisch

Definition von yüzeyli im Türkisch Englisch wörterbuch

yüzey
surface

The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface. - Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

Its surface was as flat as a mirror. - Onun yüzeyi bir ayna kadar düzdü.

yüzey
{i} plane

The Earth's cryosphere (the frozen water on our planet) currently covers about 10% of the Earth's surface. - Dünya'nın kriosferi (gezegenimizdeki donmuş su), şu anda dünya yüzeyinin yaklaşık % 10'unu kaplar.

The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet. - Okyanuslar gezegenimiz yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.

yüzey
area
yüzey
level
yüzey
facet
yüzey
level surface
sekiz yüzeyli
octahedral
sekiz yüzeyli veya yüzlü
octahedron
yedi yüzeyli cisim
heptahedron
yüzey
surface, plane satıh
yüzey
superficies
yüzey
face

Layla faced deportation back to her native Egypt. - Leyla, doğduğu yer olan Mısır'a geri gönderilmekle yüz yüzeydi.

I am faced with a mountain of problems. - Ben devasa sorunlarla yüz yüzeyim.

yüzey
(a) surface
yüzey
(Geometri) (a) plane
Türkisch - Türkisch

Definition von yüzeyli im Türkisch Türkisch wörterbuch

yüzey
Bir cisimde tabanların yüzeyleri dışında, yan kenarların yüzeyi
yüzeyli
Favoriten