Some of the students went by bus, and others on foot.
- Bazı öğrenciler otobüsle gitti, diğerleri de yürüyerek gitti.
They crossed the vast continent on foot.
- Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.
My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
- Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
I can go there by foot.
- Oraya yürüyerek gidebilirim.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
She likes to walk alone.
- O tek başına yürümeyi sever.
Walking is good exercise.
- Yürümek iyi egzersizdir.
I watched John and Mary walking hand in hand.
- John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
In order to swim, you have to learn to tread water first.
- Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
Do not walk outside this area.
- Bu alanın dışında yürümeyin.