yürüyenler

listen to the pronunciation of yürüyenler
Türkisch - Englisch

Definition von yürüyenler im Türkisch Englisch wörterbuch

yürüyen
walking

The girl walking with Ken is May. - Ken ile yürüyen kız May'dir.

Tom likes to observe the people walking by. - Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.

yürü
{f} walk

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

We have walked all around the lake. - Biz gölün etrafında yürüdük.

yürü
{f} walking

Walking is good exercise. - Yürümek iyi egzersizdir.

She likes walking alone. - O yalnız yürümeyi sever.

yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürüyen
marcher
yürü
amble
yürü
saunter
yürüyen
person who is going on foot; walker
yürüyen
(someone) who is walking; (an animal) that is walking
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) DEVABB
Yürüyen
maşi
yürüyenler
Favoriten