Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

yürütücüsü

listen to the pronunciation of yürütücüsü
Türkisch - Englisch
executer
{i} one who puts into effect, one who carries out, one who executes
One who performs or carries into effect
yürü
{f} walk

We've walked all around the lake. - Biz gölün etrafında yürüdük.

She likes to walk alone. - O tek başına yürümeyi sever.

yürü
{f} walking

He is used to walking long distances. - O uzun mesafe yürümeye alışkın.

I watched John and Mary walking hand in hand. - John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

ortam yürütücüsü
(Bilgisayar) media player
proje yürütücüsü
(Politika, Siyaset) project coordinator
yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürü
amble
yürü
saunter