yükselmesi

listen to the pronunciation of yükselmesi
Türkisch - Englisch
to rise
yüksel
{f} rose

The yen rose to the dollar. - Yen dolar karşısında yükseldi.

All sorts of rumors rose about her past. - Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.

yüksel
went up

A cheer went up from the audience. - Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.

The unemployment rate went up to 5% because of the recession. - İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.

yüksel
rise

Prices are still on the rise. - Fiyatlar hâlâ yükseliştedir.

Prices continued to rise. - Fiyatlar yükselmeye devam etti.

deniz seviyesi yükselmesi
(Askeri) sea level rise
sesin yükselmesi
swell
yüksel
tall

The tree was so tall that it towered over the garden wall. - Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.

yüksel
gone up

The cost of living has gone up. - Yaşamanın maliyeti yükseldi.

The average temperature has gone up. - Ortalama sıcaklık yükseldi.

yüksel
{f} risen

The level of water in the river has risen. - Nehrin su seviyesi yükseldi.

Dear Brothers and Sisters, Jesus Christ is risen! Love has triumphed over hatred, life has conquered death, light has dispelled the darkness! - Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.

yüksel
{f} rising

The sun is rising now. - Güneş şimdi yükseliyor.

The yen is rising and the dollar is falling. - Yen yükseliyor dolar düşüyor.

yüksel
{f} tower

The tree was so tall that it towered over the garden wall. - Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.

The tower rose up against the blue sky. - Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.

yüksel
got high
yüksel
get high

As global warming increases, sea levels get higher and higher. - Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.

yüksel
{f} buoy
yüksel
{f} towering
yüksel
go up

Prices will continue to go up. - Fiyatlar yükselmeye devam edecek.

Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking. - Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.

Yüksel
(isim) Be lofty, be noble
açık artırmada fiyatın yükselmesi
puffing
denizin yükselmesi
the incoming tide
denizin yükselmesi
heave of the sea
havanın yükselmesi
updraft
havanın yükselmesi
updraught
hazreti meryem'in göğe yükselmesi yortusu
Assumption day
hazreti meryem'in göğe yükselmesi yortusu
Feast of the Assumption
suların yükselmesi
high tide
suyun yükselmesi
rise of the water
yer yükselmesi
upthrow
ısınan gazın yükselmesi
convection
yükselmesi
Favoriten