Tom has friends in high places.
- Tom'un yüksek yerlerde arkadaşları var.
I still have friends in high places.
- Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.
I still have friends in high places.
- Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.
Snow prevented the transport in high places of the country.
- Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.