yönü

listen to the pronunciation of yönü
Türkisch - Englisch
direction

I don't know exactly where Kyoko lives, but it's in the direction of Sannomiya. - Ben tam olarak Kyoko'nun nerede yaşadığını bilmiyorum, ama Sannomiya yönünde.

Which direction will he choose? - O, hangi yönü seçecek?

aspect

We must consider every aspect of the problem. - Biz sorunun her yönünü göz önünde bulundurmalıyız.

Imagination affects every aspect of our lives. - Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.

yön
aspect

We studied Greek culture from various aspects. - Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik.

Imagination affects every aspect of our lives. - Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.

yön
direction

I have a good sense of direction, so I don't get lost. - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.

I have no sense of direction so I always travel with a compass. - Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim.

yön
way

The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things. - Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.

Modern cars differ from the early ones in many ways. - Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.

yön
course

Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before? - Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?

The flood diverted the course of the river. - Sel nehrin yönünü değiştirdi.

yön
path
yön
direction; side; aspect; way, respect, regard
yön
{i} trend

There's a trend these days towards small families. - Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.

arama yönü
(Bilgisayar) search
yön
bearing

I lost my bearings when I came out of the subway. - Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.

yön
{i} bearings

I lost my bearings when I came out of the subway. - Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.

yön
orientation

By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it. - Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.

This room's orientation is great. - Bu odanın yönü harika.

kaynak yönü
upstream
metin yönü
(Bilgisayar) text direction
pusula yönü
compass direction
saat yönü
clock wise
sayfa yönü
(Bilgisayar) page orientation
sayfa yönü
(Bilgisayar) orientation
yön
quarter
yön
weather

We were rerouted because of weather. - Havadan dolayı yönümüzü değiştirdik.

yön
party

He had led the Republican Party with great success. - O, Cumhuriyetçi Parti'yi büyük bir başarı ile yönetti.

That person is elected by the majority party caucus. - O kişi çoğunluk partisi yönetim kurulu tarafından seçilir.

yön
streak
yön
rubric
yön
direction; quarter: O yöne doğru gitti. He went in that direction
yön
in terms of
yön
side, aspect; angle: Bu sorunun birkaç yönü var. There are several sides to this matter. Probleme o yönden bakmadım. I haven't looked at the problem from that angle
yön
regard
yön
facet
yön
directional
yön
side

Always look on the bright side of life. - Hayata her zaman olumlu yönden bak.

Today I'm going to show you another side of me. - Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.

yön
respect

Japanese differ from American in many respects. - Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.

England resembles Japan in many respects. - İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

yön
point of view line of thought, line: politik yönü belli olmayan biri someone whose political views are not readily apparent
o yönü
that direction
yön
complexion
yön
sense

Tom has no sense of direction. - Tom'un yön duyusu yok.

I have a good sense of direction, so I don't get lost. - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.

yön
channel
akış yönü
flow direction
blok yönü
(Bilgisayar) block direction
dalga yönü
(Askeri) wave direction
dönme yönü
sense of rotation
form yönü
(Bilgisayar) form direction
gel-git yönü
(Askeri) tidal day
gel-git  yönü
(Askeri) tidal front
gidiş yönü
set
hareket yönü
(Otomotiv) direction of movement
iniş yönü
landing direction
pist yönü
(Havacılık) runway heading
pusula yönü
compass bearing
rüzgâraltı yönü
leeward
saat akrebi yönü
counter clockwise
sefer yönü
(Askeri) sailing direction
tablo yönü
(Bilgisayar) table direction
yön
(Hukuk) aspect, trend
zıt saat yönü
(Kimya) anticlockwise
yönü
Favoriten