I'd love to help you out, but I'm terribly busy.
- Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm.
The mischievous son loved his dad.
- Yaramaz oğul, babasını sevdi.
We'll go wash ourselves in the river tomorrow.
- Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.
I saw Tom the other day. He helped a kitten that was drowning in the river.
- Geçen gün Tom'u gördüm. Nehirde boğulmakta olan bir kedi yavrusuna yardım ediyordu.
Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health?
- Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?
His last recourse will be to go to his father for help.
- Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.
Mary's unnerving to be around, because she's so finicky about everything.
- Her şeyde kılı kırk yaran biri olduğu için, Meryem'in etrafta olması sinir bozucu.
to make a ship best weighed, or yarest in her going.