Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
- His slacks are all wrinkled.
Gömleğin oldukça kırışık.
- Your shirt is pretty wrinkled.
Mavi ceketi kirli ve buruşuktu.
- His blue coat was dirty and wrinkled.
Onun kravatları her zaman buruşuk.
- His ties were always wrinkled.
O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
- She has started to get a few wrinkles around her eyes.
Pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim?
- I ironed out the wrinkles in my pants.
Kırışıklarımı gizlemeye çalışıyordum.
- I was trying to hide my wrinkles.
Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
- His slacks are all wrinkled.
As the ocean receded from the beach it left the sand appearing wrinkled.