Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
- Somehow I have taken a fancy to that girl.
Aşk sadece bir fantezidir.
- Love is just a fancy.
O, fantezi bir şey değildi.
- It wasn't anything fancy.
Süslü bir şey giymene gerek yok.
- You don't need to wear anything fancy.
Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.
- Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary.
Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü.
- Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner.
I would like to go swimming tomorrow.
Would you like tea, or coffee?.
... And let me step back and tell you what I would like to do with our immigration policy broadly ...
... the cloud, but the movies look terrific on the tablet. So I would like to switch over ...