Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.
Bir tehdit altında verilen bir söz değersizdir.
- A promise given under a threat is worthless.
Onun görüşleri değersizdir.
- His opinions are worthless.
Onun bedelinin ne olduğunu biliyorum.
- I know what that's worth.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Bir resim, bin sözcük değerindedir.
- An image is worth a thousand words.
Mary güveninize layık değildi.
- Mary was not worthy of your trust.
O kuşkuya layık değildi.
- He wasn't worthy of suspicion.
Onun hayal edebileceğinden daha değerli bir yüzüğü var.
- She has a ring worth more than she can imagine.
O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
- It's not about how much you're worth, but how much they are going to pay for having you.
Öldüğünüzde dünyadaki tüm servet değersizdir.
- All the wealth in the world is worthless when you're dead.
Leyla'nın net serveti on milyon dolardır.
- Layla's net worth is estimated at ten million dollars.
Bu eşya ağırlığınca altın eder!
- This stuff is worth its weight in gold!
Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
- A book worth reading is worth reading twice.
O müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
- It is worthwhile visiting that museum.
Müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
- It is worthwhile visiting the museum.
Onun görüşü işe yaramaz.
- His opinion is worthless.
Bu bütünüyle işe yaramaz.
- This is totally worthless.
Cleanliness is the virtue most worth having but one.
For, adds our erudite Friend, the Saxon weorthan equivalent to the German werden, means to grow, to become; traces of which old vocable are still found in the North-country dialects, as, ‘What is word of him?’ meaning ‘What is become of him?’ and the like. Nay we in modern English still say, ‘Woe worth the hour.’ {Woe befall the hour}.
I think you’ll find my proposal worth your attention.
This job is hardly worth the effort.
Don't be a worthless slouch! Go get yourself a job.