En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
- Tom is his own worst enemy.
Bu olabilecek en kötü şey değil.
- That's not the worst thing that could happen.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
- The worst thing about summer is the heat.
Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır.
- Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.
Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız?
- Are you ready for the worst-case scenario?
En kötü durum senaryosu nedir?
- What's the worst case scenario?
En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.
- You must prepare yourself for the worst.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
- You should be ready for the worst.
That's the worst news I've had all day.
The worst storm we had last winter knocked down our power lines.
I'm feeling really ill - the worst I've felt all week.
I think putting oil on a burn is the worst thing you can do.
None of these photographs of me are good, but this one is definitely the worst.