Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.
- Tom speaks French worse than English.
Shylock aç gözlü, ve daha kötüsü,çok pintidir.
- Shylock is greedy, and what is worse, very stingy.
Daha da kötüsü kar yağmaya başladı.
- To make matters worse, it began to snow.
Daha da kötüsü, kar yağmaya başladı.
- To make matters worse, it began snowing.
Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.
- Tom speaks French worse than English.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
- The wind was blowing violently, and to make matters worse, it began raining.
Her şeyin daha beteri de vardır.
- It could always be worse.
Shylock aç gözlü, ve daha kötüsü,çok pintidir.
- Shylock is greedy, and what is worse, very stingy.
Muhtemelen çok daha kötüsünü gördün.
- You've probably seen a lot worse.
Bundan daha beter olabilir mi bilemiyorum!
- I don't know if it could get any worse than this!
Her şeyin daha beteri de vardır.
- It could always be worse.
Tom'un başı düşündüğümden daha çok dertte.
- Tom is in worse trouble than I thought.
Yalnız olmaktan daha kötü şeyler var.
- There are worse things than being alone.
Ben daha kötü şeyler duydum.
- I've heard of worse things.
Tom, John'dan daha kötü durumda.
- Tom is in worse shape than John.
Tom düşündüğümüzden daha kötü durumda.
- Tom is in worse shape than we thought.
She was very ill last week but this week she’s worse.
Her leg is infected. Still worse, she's developing a fever.
His mood took a turn for the worse.
He drives worse than anyone I know.
Your exam results are worse than before.